13 Ağustos 2015 Perşembe

Seviyorum seni yar, kıskanıyor bak diyar
Seviyorum işte yar, kalp seninle bahtiyar...
"Selçuk Mutlu"-12.08.2015

5 Ağustos 2015 Çarşamba

Varlığının bir şey ifade etmediği noktada, yokluğunu hediye etmelisin insanlara.
Zira ben varım dedikçe küçülür, komik duruma düşersin yok sayıldığın ortamda...
"Selçuk Mutlu"-05.08.2015

4 Ağustos 2015 Salı

Belki de sevmek değildi sorun, sevdiğini çok fazla dile getirmekti sadece. Zira baktığında hikayeler hep benzer, hep aynı minvaldeler...
Mesela; seni seviyorum diyenler en çok kaybedenler ve sevildiğini sıkça duyanlardır genelde soğuk ve sığ olanlar. Belki şımarmanın, belki öz güven yükselmesinin sonucudur bu yada belkide çok sık duyulduğunda sevgi sözcükleri bir anlam ifade etmiyordur artık insana...
Sevmemek lazım kimseyi demiyorum elbette. Sevmek de sevilmek kadar özeldir bence kıymeti bilinse de bilinmese de. Lakin çok fazla dile getirmemek gerekir sevgiyi, çok fazla dışa vurmamak gerekir içinden geçenleri. Her davranışın, her cümlen aşka dair olmamalı, sevda kokmamalıdır buram buram. Zira düşünürken ne kadar çekici, ne kadar özel gelse de insana pratikte hiç bir değeri yoktur sevgilinin nazarında...
Bak etrafına mesela; sevgiyle aşkla alakasız davrananlardır uğruna ölünenler, her saniye özlenenler, vazgeçilmez bir aşkla, tutkuyla sevilenler. Ne kadar sığ olursan sevgiliye o kadar derinde ve özel olursun nazarında. Tabiri caizse peşinden koşulur adeta ve senden değerli hiçbir şey yoktur onun hayatına...
Dedim ya mesele sevmek değildir aslında, sevdiğini çok fazla dışa vurmaktır yalnızca...
"Selçuk Mutlu"-04.08.2015

3 Ağustos 2015 Pazartesi

Bulaşmışsa şayet yalan bir insanın diline,
Bir gün mutlak kavuşur Hak'kın adaletine...
"Selçuk Mutlu" - 03.08.2015

27 Temmuz 2015 Pazartesi

Sevginin Ederi

Hayat bu, yaktıysan seven birini
Yaratan seni de elbet kül eder
Onlarcası yaşamak isterken seni
Yaşamayı seçtiğin, canından eder.

Sakın deme; hiç kimse üzemez beni
Tokatı can yakar, zalimdir kader
Baş tacı etse de her kişi seni
Tutunduğun bir dal, yerle bir eder.

İnsanın fıtratı, mayası belli
Bu farklı dediğin, ağzına eder
Olsan da hayallerin eşsiz prensi
Üç kuruşluk heves için seni terk eder

Kandırlmam diyip de büyütme kibrini
Biri bin bir yalan ile oyuncak eder
Hislerin yanıltmıyor olsa da seni
Şeytan'ı yüreğin Melek zanneder...

"Selçuk Mutlu"-27.07.2015

21 Temmuz 2015 Salı

Aşkın Şehri İzmir

Ah İzmir! Söyle güzelliğinin sırrı nedir? Söyle sevdaya can veren şehir söyle! Taşın toprağın neydendir?
Öylesine yetersiz ki kelimeler. Ne şiirler, ne romanlar, ne türküler yetemezler! İçimdeki minneti zerre tasvir edemezler...
Ey aşkın bağrında hayat bulduğu şehir. Ey İzmir! Bir Meleğin Dünya'ya Hak'tan gelmesi nedir? Söyle hangi sevabın sebebi hikmetidir? Söyle bu faniye bu mükafat nedendir?
Yada bırak bunları söyle bu can, bu yürek senin için ne yapmalı? Eğilsem öpsem mesela taşını toprağını, suyundan içsem seni, seyretsem denizini, secde etsem Rabb'ime sayıklasam ismini... Söyle ey özel şehir bir teşekkür eder mi? Söyle aşkımın şehri, söyle bunlar yeter mi?...
"Selçuk Mutlu"21.07.2015

10 Temmuz 2015 Cuma

21. Yüzyıl Tuhaflığı

İnsanoğlu tuhaftır biraz, anlayabiliyorum aslında. Fakat yinede anlam veremiyorum işte bazı şeylere...
Hani herkes bir şeyler bekler ya hayattan, en realistimizin bile bir beklentisi vardır ya yarınlardan. Kimi ev ister mesela, kimi araba, kimi bir yudum suya hasrettir, kimi bir sevgili ister her koşulda yanında...
Sahi tabiatımız böyle değil mi? Hangi koşul altında yaşarsak yaşayalım, ister zengin olalım, ister fakir olalım; aşk vardır her daim hayallerimizin baş köşesinde ve paylaşmak yarınları bir eşle... Öyle ya; sadece mal-mülk paylaşılmaz hayatta, tebessüm paylaşılabilir, mutluluk paylaşılabilir, bir yastık paylaşılabilir, acı paylaşılabilir, hüzün ve göz yaşı paylaşılabilir mesela. Hatta ve hatta yokluk dahi paylaşılabilir; aşkın cezbedici sarhoşluğunda....
Velhasıl herkesin vardır hayallerini süsleyen bir kadın yada bir adam. Kimi karaktere odaklıdır, kimi görsele, kimi davranışlara, kimi samimiyete ama herkesin vardır işte bir beyaz atlısı hayal dünyasında...
İster 21. yüzyıl olsun ister 51. yüzyıl fark etmez, insanoğlu var oldukça; aşka kurulan hayaller de hep aynı minvalde kalacaktır bir şekilde. Ki zaten 21. yüzyıl ironisi de tam bu noktada başlamakta ve insanoğlunun tuhaflığı, akıl almaz bir şekilde baş göstermekte...
Bunca hayalin, beklentinin içinde, umulmadık bir anda, umulmadık bir şekilde çıkabiliyor karşısına insanın, hayallerini süsleyen o eşsiz sevda ve evet bu hala mümkün bir şey 21. yüzyılda da...
Fakat ne hazindir ki kıymeti bilinmiyor, sahipken bu sevdaya. Şımarıklıklar, hoyratlıklar, umursamazlıklar ve kararsızlıklar gölgeliyor yaşanılması olası cümle güzellikleri, dipsiz bir muallakta. Tüketiyor hızla ve boşaltıyor savdanın içini. Önce soyutluyor kendisini sevgi sözcüklerinden, sonra görüşmeler azalmaya başlıyor ve farkına bile varamadan daha iletişim kopuyor bir anda, bir soğukluk giriyor araya ve nitekim o hayaller kurduğu aşkı kendi elleriyle katlediyor hunharca...
Çok geçmeden yeni bir ironiye daha imza atıyor böylece... "Ben aslında onu çok sevmişim", "Ben ona aşıkmışım","Keşke kıymetini bilseydim" ve "Şimdi herkes sana benziyor"lar eşliğinde, bin pişmanlık yaşıyor iliklerinde, hücrelerinde...
Ne de çabuk unutuyor; "Varlığın da bir, yokluğun da" hallerini, ne çabuk unutuyor; değersiz hissettirdiği tavırlarını, "Canım isterse" modlarını...
Oysa zor değildi; kıymet vermek, kıymet bilmek. Zor değildi; iki ayrı birey olup, özgürlük sevdasına düşmek yerine, bir olmak, birlik olmak ve aynı kaderde yoğrulmak gelecekte. Zor değildi mesela; aşkla bakmak ve aşkın huzuruyla bir ömür yaşamak neticesinde...
Dedim ya insanoğlu tuhaf işte. Zoru kolay, kolayı zor kılarlar ve oturup hayıflanırlar; keşkelerin esiri, aşksızlığa mahkum, çaresiz ruhlarıyla. Çaresiz diyorum zira giden gitmiştir bir defa; kıymetini bilmeyenden, kıymetini bilmesi umut edilen kişiye...
Unutmamak lazım hayat kaybedene zordur en çok. Kaybedilen her zaman daha hızlı adapte olur umut-var hayallere...
Zira farkına varmamıştır kıymet bilmeyen; kendini uzaklaşıyor zannederken, karşısındakini uzaklaştırmıştır içten içe bilmeden...
Belki de "Ben istediğim sürece benim, daha iyisi çıkarsa nasılsa s..tir ederim" psikolojisinin bir tezahürüdür bu tutum. Bilemem...
Kim bilir belki de o insanı sevmek için yeterince sebebi yoktu. Bir anlık etkileşimi sevgiyle karıştırdı. Ana kapıldı, bir anda açıldı ve adını aşk olarak tanımladı. Sonra alıştı fakat alıştığının da farkına varamadı, seçimini yaptı, ilişkisini noktaladı ve ruhunu ayrılığın kahreden pişmanlığı kapladı. Ne de olsa insanın alıştığını kaybetmesi de can yakardı...
Demem o ki kendi ellerinizle alt üst ediyorsunuz hayatlarınızı. Seçimlerinizi kendiniz yapıyor, kaderinizi kendiniz tayin ediyorsunuz. Zira Yaratan akıl vermiş ve bir çoğunuz özgürce yaşıyorsunuz...
Sözün özü; anlık heveslerin ve isteklerin ısrarcısı olmak yerine, kalıcı mutlulukların kıymetini bilir, özenli davranırsanız; kendi adınıza insanca ve aşkla yaşamayı başarırsınız.
Onda, bunda yada şunda... Ama bir gün mutlaka...

"Selçuk MUTLU"-10.07.2015

22 Nisan 2015 Çarşamba

Cevap veriyorum; aslında her şey senin elinde, kahretme boşuna adına kader denilene... 
Sırf kaderini seçebilesin diye, akıl yerleştirildi beyninin merkezine...
"SM"-22.04.2015

15 Nisan 2015 Çarşamba

Gerçek aşka şiir yazılmaz... Öyleya kelimelerin gücü yetmez, böyle bir aşkı tasvir etmeye...
"S.M"-15.04.2015

8 Nisan 2015 Çarşamba

Kolay değil umduğu dağı affetmesi gönlümün...
Karanlık günler kavuşmuyor aydınlığa, bitse dahi küslüğüm...
"S.M"-08.04.2015

3 Nisan 2015 Cuma

Tek isteğim biraz sıradan olabilmek aslında... Zira farklı olmak; bir başına kalmak demek bu dünyada...
"S.M"-12.03.2015
Herkes sahip olduğunu koyuyordu masaya. Biri yüreğini koymuştu masanın ortasına. Diğeri korkulardan bir hançer saplamıştı o yüreğin ortasına... "S.M"-03.04.2015

18 Mart 2015 Çarşamba

Bana göre aşk hala çok kıymetli, hala çok yüce... Aşktan bahsedenler beş para etmiyor sadece!
"S.M"-18.03.2015

17 Mart 2015 Salı

Mutlu değilim çünkü kendime yasakladım, mutluluğu sadece soyadımda sakladım...
"Selçuk Mutlu"- 17.03.2015
Gölgesi olmak değilse niyeti bir başkasının, kurduğu her cümle kendini yansıtmalı insanın...
"S.M"-17.03.2015

12 Mart 2015 Perşembe

Ne kadar güvenirsen güven yanılmaz hislerine; yine de takılıyor işte yüreğin düşük ihtimallerin peşine...
"S.M"-12.03.2015

11 Mart 2015 Çarşamba

Nasıl diyebilirsin ki yanlış yoldasın diye birine? 
Senin yanlışların, onun doğrularıdır belki de...
"S.M"-11.03.2015

10 Mart 2015 Salı

Zaman zaman eskilerden bahsederim, eskide kalan güzel şeylere değinirim yazılarımda...
Yaşımın ötesinde konuştuğumu düşünebilir, büyük şehirlerin büyük insanları ama bilemezler; Yozgat'ı, Sivas'ı, Çankırı'yı yada Tokat'ı sonuçta...
Sizler büyük şehirlerde hızla gelişen teknoloji ile çağ atlarken, bizler 15 yıl geriden takip ediyorduk yaşam standartlarınızı mesela...
Mesela sizler renkli televizyonlarla tanıştığınızda, bizler hala radyo dinliyorduk gaz lambasının ışığında, köylerde, kasabalarda...
Doğrudur yinede yaşım küçüktü biyolojik anlamda. Belki üç, belki beş yaşlarındaydım henüz daha...
Nihayetinde sonuç ortada; o imgeler var ya o imgeler, inanın dün gibi hatırımın baş köşesinde hala...
"S.M"10.03.2015
Buz mavisiydi düşlerin senin, bense güneş sarısı hayallerin peşinde 
Kim bilir, bir olsaydık belkide yeşillenebilirdik bir sevda ikliminde 
Lakin sen; yanmaktan, ben; donmaktan korkmuştuk, günün birinde 
Ayırdık yollarımızı. Ve yeşile yer vermedik kaderin bizli tuvalinde 
"S.M"-10.03.2015

9 Mart 2015 Pazartesi

Asla yapmam dediğimiz her şeyi yaptık hemen hemen. Yine de vazgeçemedik asla yapmam demekten...
"S.M"-09.03.2015
Eskiden farklıydı bazı şeyler...
Mesela küçük şeyler, büyük mutluluklar yaratırdı yüreklerde.
Ve her ne kadar aksini düşünseniz de insan daha değerliydi eskilerde.. Samimiydi mesela, sıcaktı davranışlar...
Komşuluklar başkaydı, arkadaşlıklar başka, ilişkiler bambaşka...
Hoş görü vardı, iyi niyet vardı ve günü birlik değildi sevdalar...
Sahi sevdalarda farklıydı o zamanlar. Kolay da değildi üstelik. Aylarca mektuplaşılırdı öncesinde. Sonra yan yana gelinirdi ama öyle sarmaş dolaş, el ele, diz dize değil. Arada mutlaka bir insan kadar mesafe olurdu... Tuhaf gelecek size ama daha samimi ve daha gerçekti göz göze gelindiğinde hissedilen sevgi. Ki öyle üç beş günlük bir şey de değildi, yıllarca sürüp giderdi... Bir çokları evlendi mesela, boyları kadar çocukları var. Üstelik mutlular da...
O zamanlarda kurulan arkadaşlıklar hala devam ediyor mesela...
Bir araya gelinir zaman zaman, eski günler yad edilir, bu günlerden bahsedilir. Öyle menfaatsiz, çıkarsızca...
Şimdi bakıyorum da yeni nesle; her şey menfi, bencilce, değişken ve sahte samimiyetlerin gölgesinde gerçekleşmekte...
Eskiden farklıyı bazı şeyler. Keşke hiç eskimeseydiler...
"S.M"-08.03.2015

6 Mart 2015 Cuma

Takvimler 6 martı gösteriyordu, günlerden cumaydı, sabah ezanına karışmıştı bir bebeğin ağlaması ve ben gelmiştim nihayetinde dünyaya... Şimdi anlıyorum ağlamama neden olan o tokatın hikmetini. Mesaj açıktı "Hayat bu! Beklemediğin anda beklemediğinden yiyeceksin tokatı."
İyiki doğdum mu bilemem ama iyiki yemişim diyebilirim o ilk tokatı...
"S.M"-06.03.2015

2 Mart 2015 Pazartesi

Sessizliğin duyulsa da kilometrelerce uzaktan,
Kimsenin haberi olmaz gözünden akan yaştan...
"S.M"-02.03.2015

28 Şubat 2015 Cumartesi

Ne kudretli şeydir sessizlik, kendini tanıyanlara...
Kendinden kaçan da ona sığınır, kendini arayan da..."S.M"-28.02.2015

26 Şubat 2015 Perşembe

Neden zaman zaman ruhumuzu bir bunalmışlık hali sarmalar? Çok düşündüğümüz için mi bir şeyleri? Ya da çok önemsediğimiz için...
Yoksa bu durum, kırılan hayallerin ve tükenen umutların bir belirtisi midir sadece?
Sahi ne kadar inkar etsek de kuruyoruz değil mi adına hayal denilen şeyleri, olmayacak bir zamanda, olunmaz biçimlerde?
Neden yanlış şehirlerde arıyoruz masal diyarların kapısını? Neden her masalda bir Prens, bir Prenses olur, finalde kavuşulur ve her masalın sonu muhakkak mutlu olur zannediyoruz içten içe..
Ruhumuz mu çok aç sevgiye? Yoksa sadece inanmak istemenin bir tezahürü müdür bu?
Peki ya korkulan olur ve umutlar gerçekten tükenirse ne olur? Bırakırsak mesela artık hayal kurmayı? Barındırmazsak yüreğimizde, sevdaya dair kıpırtıları?.. Daha mı yaşanılası olur dünya? Yoksa kaybeder miyiz bu defa bizi biz yapan her şeyi?
Kabullenmek lazımdır belkide bu durumu. Belkide korudukça kalıcı oluruz yüreklerde, bizi biz yapan duygulu ruhumuzu...
"S.M"-26.02.2015
Yaptığımız ya da yapmadığımız her şey bir seçimdir; kaderimizi değiştiren, keşkelerimizi biriktiren... "S.M"-26.02.2015

23 Şubat 2015 Pazartesi

Ağlamak bazen erkeğe de yakışır. Kimse görmediği sürece... "S.M"-23.02.2015
Yine o duygu sarmalıyor her yanımı... Sanki gökyüzünde bir yerdeyim ve seyre daldım, ruhumun gölgesinde akıp giden insanları. Her kafadan bir ses adeta... Birinin derdi diğerinden bambaşka.
Hani desem ki her şey çok anlamlı... Ama hayır! Her şey yitirmiş galiba anlamını.
Günübirlik hevesler, idealsiz yaşamlar ve samimiyetten uzaklaşmış insanlar, yalanlarla süslemişler küçük dünyalarını ve afili cümlelerin ardına saklamışlar sıradanlaşmış yaşantılarını...
Oysa ne kadar kolaydı bir amacın ardında koşmak mesela, mesela dürüst olmak, samimi bağlar kurmak insanlarla. Değer vermek mesela; insanlığa ve cümle yaratılmış mahlukata...
Sahi bu kadar zor mu gerçekten başarmak yaşamayı insanca...
"S.M"-23.02.2015
Kimine bir bakışın yeter, anlatmak için her şeyi. Kimine saatlerce konuşsan izah edemezsin bir şeyi... "S.M"-23.02.2015
Sen onu kalbine davet edersin, o ise topuklu ayakkabılarını çıkarma zahmetinde bile bulunmaz! "S.M"-23.02.2015
Ey gece... Bıraktım karanlığına hislerimi, susuyorum öylece... 
Ey gece... Evet sana söylüyorum susarak hislerimi. 
 Zira bir tek sen anlıyorsun sessizliğin dilini... "S.M"-23.02.2015

18 Şubat 2015 Çarşamba

İNSAN

Karıştırmasın kimse erkek ya da dişisini
Asıl mevzu insan olmak! boşverin gerisini
Ne yapalım? insan gibi yaşıyorsa birisini
Erkekmiş bu diyerek yüzelim mi derisini?

Fark eder mi? Taşıyorsa Özge yada Nuh ismini
İnsan deyip seveyim mi? Sorayım mı ki cinsini?
Erkek değil! insan olmanın bilseydi önemini
Kıyamazdı şerefsizler, katletmezdi hiç birini

Mevzu insan olamamak! karıştırma ötesini
Ayırmakla olmaz kadın ya da erkek kişisini
Kimse belirleyemez yahu! insan olmanın cinsini
İnsan olmak başka bir şey! siz düşünün gerisini...

                            "Selçuk MUTLU"-18.02.20015

15 Şubat 2015 Pazar

Özgecan ASLAN





















Cennet serilmişken onun ayaklarının altına
Üstelik emanetken o, yüce Allah'tan zatına
Seni de bir kadın getirmişken bu dünyaya
Nasıl kıydın be şerefsiz! Özgecan Aslan'a

Anası kıyamazken kirpiğinin bir ucuna
Babası kahrolurken, taş takılsa ayağına
Sen bile bir ananın yavrusuyken ulan daha!
Nasıl kıydın be şerefsiz! 20sindeki yavruya

Hadi sen tam şerefsizsin! bizler onu anladık ta
Baban nasıl bir itti ki yardım etti can yakmana
Ulan kansız köpekler! el bile kalkmaz kadına!
Nasıl kıydınız nasıl! gencecik masum bir kıza!


Hakim Bey iyi dinle; bu sözlerim de zatına
Eğer ki kararında hükmedersen bir kaç yıla
Anan, karın, kızın gelsin, karar verdiğin aklına
Mahşer günü soysuzlarla yalvarasın Özgecan'a!

Özgecan kız huzurla yat o sonsuzluk diyarında

Anne olamadın ama cennet serildi bak ayağına
Vahşet günü düşünüp te yalnız hissetme orada
Hesabını soracağız! Türk toplumu var arkanda...

                             "Selçuk MUTLU"-15.02.2015

13 Şubat 2015 Cuma

No location in my life for Valentine's Day... All times must be the special for lovers...
"S.M"-14.02.2013

10 Şubat 2015 Salı

Adına sevda dedikleri bu kadar basit mi gerçekten? Yani öylesine birini, öylesine seçebilir misin istemeden? Kazara sevilebilir mi mesela? Yada sevmeden sevgilim denilebilir mi bir insana? Aşkı aradığını söyleyip ana kapılmak mıdır doğru olan? Yoksa aşkla yaşamak, aşkla bakabilmek midir aşkı doğuran?
Aslolan anlamlı olması değildir sevdanın belkide... Bir insanın anlam bulabilmesidir başka bir bedende...
"S.M"-10.02.2015

27 Ocak 2015 Salı

Ne kelimeler diziliyor sayfama, eskisi gibi afili bir şekilde.
Ne de sayfalar yetiyor artık, yüreğimdekini dile getirmeye...
Demem o ki;
Gönül sayfam bana küsmüş, kalemim de sayfama.
Susmak şayet çözüm ise, ramak kaldı susmama...
"S.M"-27.01.2015

23 Ocak 2015 Cuma

Bu gün varım ama belki yarın yokum yada kim bilir belki yarın da olurum ama bir bakarsın varlığımda kaybolurum... Hayallerim var oysa gerçekleştirmek üzere kurduğum. Zira bir zamanlar ütopyaydı yaşamakta olduğum...
"S.M"-30.10.2014
İlerleyen teknoloji elbette güzel ama kalitesizleşen insanları hesaba katmayınca... Mesela yeni nesil tam bir felaket şimdilerde... Modern pezevenkler, çağdaş fahişeler kol geziyor her yerde... Eee teknoloji gelişti kolaylaştı sevdalık, ne ahlak, edep kaldı ne de zerre insanlık...
"S.M"-28.10.2014
Şiir oldum sevdalara yürüdüm,
Beyaz atı benim sanıp binince.
Umudumun defterini dürüdüm,
Beyaz attan tepe taklak inince...
"S.M" - 21.10.2014
Çünkü kusursuz gözlerle yaratılmıştır insanoğlu...
Ve eğer görmekse muradı aşkın yüce zuhurunu;
Ya gözlerini açmalıdır yada büsbütün ağma nefsinin arzusunu... 
"S.M"-11.10.2014
Sonra gün gelir... Verdiğin değeri yok edersin, görmediğin değer yüzünden... "S.M"-08.10.2014
Ne fırtına arkadaş! Resmen bina titriyor, yağmur deli yağıyor, su sızıyor duvardan... Şimdi fark ettim oysa; bina bana benziyor, sense yağmur misali giriyorsun bağrımdan... 
"S.M"-28.09.2014
Yazmak bile gelmiyorsa artık içimden, vazgeçtiğimin resmidir insan suretinden... "S.M"-22.09.2014
Ben; her kişi niyetine değil, er kişi niyetine sevene hatun derim... Yürek bu, belki sevdasına karşılık veremem ama saygıyla anarım bir ömür mesela... 
"S.M"- 21.09.2014
Hayatım hiçte karmaşık değildir benim. Ne türeve ne de integrale benzerim. Kimisini eklerim, kimisini çıkarır, kimisine çarpılırım, kimisiyle de bölünür yüreğim. Dedim ya ne türevim ne de integralim. Ben yalnızca dört basit işlemden ibaretim... 
"S.M"-18.09.2014
Uğruna yaşanacak bir şeyi kalmayanın, uğrunda öleceği çok şeyi olur... "S.M"-17.09.2014
Bazen içimde bir boşluk oluşur. Mesela kuşlar bile anlamsız uçuşur... 
"S.M"-14.09.2014
Yaşadığımız kader seçtiklerimizin nihai tecellisi olsa da, Bize keşke dedirten asıl şey seçmediklerimizdir aslında... 
"S.M"- 13.09.2014
An dediğin her an, anlamsızlaşıyor sanki an be an... 
"S.M"-12.09.2014
Kimileri de sadece göründüğü kadardır; ucuz, basit ve sıradan... 
Ruhları mı? Ruhları da bedenleri kadardır; kucaktan kucağa koştuklarından... 
"S.M"-10.09.2014
Adem ile Havva'dan gelmiş olsak dahi hepimiz, abartmamak lazım neticede öz kardeş değiliz... Siz siz olun mesela kimseyi kardeş bilip burnunuzu sokmayın özeline. Zira özelini kurcalar, yanlışını söylerseniz bir kişiye; Ne dostluk kalır ne kardeşlik geriye, haddinizi bildirirler oturturlar sizi de baş köşeye... Vefa mı? Vefa zaten ne zaman semt olmaktan gidebilmişti ki öteye?.. 
"S.M"-06.09.2014
Sonuçta herkesin yüreği kadardı hayatı... Galiba bu yüzden bazıları çok yaşayamadı... 
"S.M"-27.08.2014
Çok şey bekliyorum insanlıktan galiba... Dürüstlük mesela... Dürüstlük zor geliyor insanlığa... 
"S.M"-21.08.2014
Keskin olur camdan, kırılınca hayallerim... 
"S.M"-21.08.2014
Herkes ektiğini biçer, ettiğini çeker... Yukarıda Allah var o bize yeter! 
"S.M"-20.08.2014
Bize felsefe değil, psikoloji değil, sosyoloji değil, edebiyat değil sevmeyi öğretmeliydiler. Zira en çok bu konuda cahiliz!
"S.M"-20.08.2014
Sen beni asarken gönlünün dar ağacında, Ben susarım ölüm gibi, bir aşık mezarında... "S.M"-11.08.2014
Of dediğimde yıkılsa dahi dağlar; ne fark eder, yüreğimde koca bir tufan var... "S.M"-11.08.2014
Aşk; kimine cenneti yaşatır sonsuzluk diyarında, kimini de yakar bir gün cehennemin narında... Yüreğinle yaşıyorsan aşkı mesela; tükenmez huzur vardır hem bugün, hem yarında. Şehvetin ile besliyorsan aşk dediğini ama; gençlik bu aldanma, solar zamanla ve gün gelir yalnızlığı yaşarsın kirlettiğin ihtiyar ruhla... 
"S.M"-08.08.2014
Seviyorum demek değildir sevmek. Yada kıymetlisin demekle bir değildir kıymet vermek. Söylemekle olmaz bazı şeyler. Samimi olanlar; sevgiyi, kıymeti tavrıyla, kararıyla, yaptığıyla, yapmadığıyla ama en önemlisi gözleriyle gösterenler. Gerisi mi? Onların ömrünün değişmezidir keşkeler... 
"S.M"-07.08.2014
Sussam duyabilir misin mesela beni?.. 
"S.M"-02.08.2014
Çok kolay kurmazsın belki ama çok kolay kırarlar adına hayal dediğini... "S.M"-31.07.2014
İstemdeğin şeyleri yapmıyor olman, istediğin herşeyi yapabileceğin anlamına gelmez... "S.M"-31.07.2014
Cevabı olmayan soruların, yarını bilinmez durumlarıyız sadece... 
"S.M"-31.07.2014
Her yeşilde mavi var da, bir mavide yeşil asla... Her doğruda kusur olsa, bir kusurda doğru; asla... 
"S.M"-28.07.2014
Ne günlerdi o günler, sabah erken kalkardık.
Bayram diye hepimiz cebimizi açardık.
Şimdi bizler büyüdük, eşşekler kadar olduk.
Bayramlık azımızı açtık öyle durulduk...
"S.M"-28.07.2014
Derdi verende derman aramak ve sabırla beklemekti öylece; dualara sığınmak, hayırlısı diyebilmek sadece... 
"S.M"-27.07.2014
İnsanlı rüyalar gibi mavi, rüyalı insanlar gibi yeşildi bu sevda... Gerçek mi? O hep gri tadında...
"S.M"-26.07.2014
Mutlu olmak için milyonlarca sebep varken, mutsuz olmak için bir sebep bulabiliyoruz. Üstelik farkındayız aptallık ediyoruz.
"S.M"-25.07.2014
Bazen ne yaptığın yada ne söylediğin değildir mesele.
Mesele ne kadar samimi olduğundur sadece...
"S.M"23.07.2014
Nasıl bir insan olduğun yada nasıl bir insan olarak görüldüğün; ne yaptığınla değil, neyi nasıl yaptığınla ilişiktir... 
"S.M"-21.07.2014
Bazı şeyler insanın mayasıyla alakalıdır. Bozuk mayadan ekmek olmaz, denersin belki ama onu da miden almaz...
"S.M"-17.07.2014
Bizi biz yapan, kişiliğimizi oluşturan her şeyin temelinde biraz hüzün saklıdır... "S.M"-13.07.2014
Aşk acı çekmek değildir... Yalanlar söyip, oyunlar oynayıp, ihanet edip, kıymet bilmeyip, mavi boncuk modunda dolaşıp, belden aşağı yaşayıp; Aşk'a birşey diyemezsin... Iki günde geçmiş ise hevesin; Aşk bu değil! "Aşk acıtır" diyemezsin...
"S.M"-13.07.2014
Sevmek diye bir şey vardı eski zamanlarda... Her derde deva idi, aşamayacağı engel yoktu mesela.. Her yürekte bulunurdu az da olsa... Peki şimdi nerede o sevmek? Her şeye rağmen sevmek... Dünyaya inat mesela... 
"S.M"-12.07.2014
Madem ki ey nefsim, bir gün daha yaşadık;
Anla ki ölüme, bir gün kadar yaklaştık... 
"S.M"-09.07.2014
Her şey kirletildi yada kirletiliyor bir yerlerde. Temiz olmak, temiz kalmak fantezi şimdilerde... "S.M"-08.07.2014
Çok ilgi görüyor, çok talep ediliyorsan dikkat etmen gerekir kendine... 
Şayet ilgilenilen şey aklın yada kalbin değilse, ucuzlaşmışsın demektir insanların gözünde... "S.M"-07.07.2014
Her şerde bir hayır, her hayırda da bir şer... Insan denilen beşer, aklı varsa şükreder... 
"S.M"-07.07.2014
Hayatta hiç bir şey planladığın gibi gitmiyorsa şaşırma. Zira tüm planların üstünde bir plan var, adına kader dediğin ve unuttuğun bir inşallah var, planlarken aklına getirmediğin...
"S.M"-06.07.2014
Madem ki biliyorsun öleceğini,
Rab'binin huzuruna geleceğini..
Peki neden pes ettin, boş vermiş gidiyorsun!
Zira henüz ölmedin ve günahkar yaşıyorsun!
"S.M"06.07.2014
Ey yar!
Bir adım atsam sana seninle olacağım.
Bir adım belki ama sonsuza uçağım.
Bir adımdan önce idi kırılmıştı bir kanadım
Bir adımdan sonra belki kalmayacak bir ad'ım...
"S.M"-05.07.2014
Mühürlenmiş ise bir kalp değemezsin hiç ona
Taştan serttir, buzdan soğuk, acımazlar inan sana
Sevsen neye fayda sanki, kıymet vermez onlar buna
Sevgisiz kalpleriyle çok rahatlar bir baksana...
"S.M"-05.07.2014
Ey üç günden ibaret olan dünya... Dur artık dönme bence salak salak! Tersine dönüyorsun zaten, değerler olmuş tepetaklak... "S.M"-04.07.2014
Sevme! İnanma! Güvenme boşa... Edep, Haya, Namus falan şimdi yalnız masallarda... "S.M"-04.07.2014
Ey gönül! seni Allah koruyor. Kıymetini bil ve şükret ki;
Atlattığın her badire, yaklaştırsın seni Rab'bine... "S.M"-29.06.2014
Geçmişin günahından pişmanlık yoksa, gelecek bütün aşklar kirlidir çocuk... "S.M"-25.06.2014
Hak etmeyene verdiğin değer; hak edenden çalmaktır, kul hakkına girer... "S.M"-17.06.2014
Hayat güzel aslında. Çirkin olan insanlar! Ya Can YÜCEL dinleyip "Bağlanmayacaksın" yada bazı mahlukatları sallamayacaksın. "S.M"-17.06.2014
Allah severse bir kulunu. Yüreğiyle sınarmış onu. Bir tutam acıtsa da olup biten, temizlenirmiş yürek geç olmadan pislikten."S.M"-16.06.2014